25 Ekim 2011 Salı

RUH ÜŞÜMESİ

Bak işte bu olmadı Yunus...
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir haber düşer ülkenin gündemine
Yüreğinin tam orta yerine oturur yumru...
Gencecik çocukların yüzleri belirir ekranda
Çocuğu olacaktı, eşi hamileydi der spiker
Ya da babasına “İşim var baba, seni arayacağım” dedi
Ama arayamadı…
Terhisine üç gün kalanlar vardır aralarında,
Gariban, yıkık dökük taş evlerinden yükselir ağıtlar.
Sen ağlarsın, Türkiye ağlar…

Sonra bir sabah sen yine sırça köşkünde oturmuş kahvaltını ediyorken
Bir haber daha düşer ülkenin ve senin yüreğine…
Geceden sabaha, bir sonraki güne ve önümüzdeki yıllara kalacak bir acıdır onun adı.
Deprem…
7.2 şiddetinde bir yok oluş.
Yer Van…
Binaların hemen hepsi çökmüş.
En çok öğretmenler ölmüş.
Bir de Yunus var. Omzunda bir ölünün bembeyaz eli, dışarıya bakıyor.
Deklanşör yakalamış. Yunus sapasağlam duruyor.
Tam diyorsun kurtulmuş işte…
Yok diyorlar “Ölmüş Yunus”…
Nasıl olur…
Sabah haber toplantısı…
Herkesin gözü yaşlı.
İşin kötüsü bir tek Sabah gazetesi vermiş öldüğünü Yunus’un…
Yanılmış olmasını diliyorsun ama ıııh , Yunus dayanamamış…
Küçücük bedeniyle, sırtında bir bina taşırken vakur bir bakış atmış objektife
Sonra o binanın ezdiği bedenine yenik düşmüş.

14 aylık bir Azra bebek…
Annesinin kucağına verilmiş nihayet.
Yaşlı bir adam, elinde onlarca ekmek, gözünde yaş…
1999 depreminin simge fotoğrafının neredeyse aynısı.

Uykuların kaçıyor
Sen uyumaya çalışırken sıcacık yatağında
Hava durumu akşama Van’a kar geleceğini duyuruyor
Battaniyene ve sonuna kadar açık kaloriferine rağmen üşümeye
Hatta donmaya başlıyorsun
İşte buna ruh üşümesi diyorlar.
Gitmek istiyorsun, gidemiyorsun…

2 yorum:

  1. İnsan neden paylaşır, neden yardım eder, neden üzülür, acır, yüreği burkulur?
    İnsanı insan yapan merhametidir zira...
    Ancak merhamet duygusunu tüm canlılığıyla ruhunda yaşatanların ruhları üşüyebilir zaten...
    Mustafa Selcuk

    YanıtlaSil