23 Ekim 2011 Pazar

KIVANÇ BU KEZ VÜCUDUYLA OYNUYOR

Her şey ‘Dünyanın En İyi Mankeni’ olduğu gün başladı. Şöhret kapılarını açtı, o da şansını iyi kullandı. Kıvanç Tatlıtuğ, romantik yanından sonra şimdi de kaslarıyla karşımızda…
İPEK ÖZBEY
Yıl 2002… Best Model of Turkey, hatta Best Model of the World yarışmalarına bir Türk yakışıklısı adını birinci olarak yazdırdı. Onun adı Kıvanç Tatlıtuğ’du. 1983 yılında Adana’da beş çocuklu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Sarışın, mavi gözlü, uzun boylu çocuk, büyüdü ve çok yakışıklı bir genç oldu. Her uzun boylu erkek gibi o da basketbola merak saldı. Bunu profesyonelliğe döktü. Adana’dayken Fiskobirlik, Güney Sanayi, Çukurova Kulübü, Devlet Su İşleri ve Tarsus Amerikan Kulübü’nde basketbol oynadı.
Babası Adana’da pastane sahibiydi. 1997 yılında ciddi bir kalp krizi geçirince, çoluk çocuk toplanıp İstanbul’a taşındılar. Kıvanç, basketbol sevdasını sürdürüyordu. Hatta en büyük isteği NBA’de oynamaktı. Ülkerspor’dan teklif aldı. İki yıl forma giyip, Beşiktaş, oradan da Fenerbahçe’ye transfer oldu. İşler yolunda gitmedi, sakatlandı…
ANNESİNİN KEŞFİ
Anne Tatlıtuğ, bir gün Beylikdüzü’nde bir marketin camında ‘Profesyonel mankenlerle çalışır mısınız?’ ilanını görünce oğlundan gizli onun bir fotoğrafını gönderir ajansa. Ajans geri döner, Tatlıtuğ önce ‘Ben sporcuyum, ne işim olur mankenlikle’ dese de işi kabul eder ve şöhrete ilk adımını atar…
2002 yılında Best Model seçilir. Sonra Fransız Success Ajans’tan teklif gelir ve Kıvanç Tatlıtuğ’un Paris günleri başlar. 1.5 yıl burada yaşar.
Türkiye’de dizi piyasasının hareketlendiği günlerdir. Sektörün önde gelenleri, bu yakışıklı adamın peşine düşer ve onu Türkiye’ye getirir. Gümüş’teki ‘Mehmet’ karakteriyle beyazcama adımını atar Kıvanç Tatlıtuğ…
Gerisini zaten biliyorsunuz. Azra Akın’la bir dargın bir barışık aşkı, Meltem Cumbul, İdil Fırat’la birlikteliği gibi aslında onun gibi bir yakışıklıya göre bence az sayılabilecek sayıda ilişkisiyle magazin gündeminin de baş sırasına oturur. Kızların uğruna kendini parçaladığı bu genç, aslında özel hayatıyla ilgili hiçbir zaman ayrıntı vermeyecektir…
Onu ne fazlasıyla gece hayatında gördük ne de sayfa sayfa röportajlarında aslında. Sektöre adım atarken, ‘Ben sporcuyum, ne işim var mankenlikte’ diyen Tatlıtuğ, aslında bir sporcu disipliniyle çalışıyor bunca zamandır… Gümüş, ardından Menekşe ile Halil ve son olarak da büyük rating getiren Aşk-ı Memnu sayesinde Arap baharıyla çok önce tanışan bu genç adam Ezel’deki kısa rolü ‘Sekiz’le de epey konuşuldu…
Önceki romantik rollerinin aksine burada epey psikopat bir tipi canlandıran Kıvanç Tatlıtuğ, şimdi o deli dolu halini hafif de Dövüş Kulübü’ndeki Brad Pitt havasında ‘Kuzey Güney’de sürdürüyor.
Geçen hafta dizinin ilk bölümü yayınlandı…
Ve biz ilk kez Kıvanç Tatlıtuğ’un en ince kasına kadar görme şerefine nail olduk. Tatlıtuğ, bu süre içinde epey vücut çalışmış belli ki… Boks yaparkenki görüntüleri, seviştikten sonra yarası bahane edilerek gösterilen karın kasları ve banyoya giderken altına geçirdiği havlunun üstünden görünen heybetli üçgen vücudu belli ki bu yıl kadınları hayranlıkla, erkekleri de biraz kıskançlıkla ekran başına bağlamak için belirlenen kurumsal bir strateji…
Kıvanç Tatlıtuğ’un, Beren Saat’le Aşk-ı Memnu’da öpüştüğünde gazetelerin neler yazdığını hatırlayın. ‘Unutulmaz öpüşme’… ‘Öpüşme sahnesi reyting rekoru kırdı…’ Şimdi ne olacak dersiniz?
Size olacağı söyleyeyim. Twitter’da takip ettiğim hatırı sayılır bir kitle var. O gece, benim ‘Kuzey-Güney’den henüz haberim yokken, yine elimde telefonum, bağımlısı olduğum twitter’da yazılanları okurken bir elimle de televizyonun kumandasını aramaya başladım. Moda tabirle, ‘Twitter yıkılıyordu!’
Kadınlar; boksör olan Kıvanç Tatlıtuğ dövüşürken, kardeşiyle birlikte bir genç adamı ezdikten sonra onu dışlayan ailesine suçu üstüne alarak dersini verirken hep derin bir ‘ah’la başladılar 140 karakterlik yorumlarına. Ağlayanlar, üzülenler ilk bölümden kendini paralayanlar hiç de az değildi. Bunların arasında adı sanı olan sanatçılar da çoğunluktaydı.
Erkeklerin twit’lerinde ise ciddi bir kıskançlık seziliyordu. Efendim, Kıvanç her zamanki gibi yengesine aşıkmış, neden hep bu rolleri oynuyormuş vs…
İlk bölüm itibariyle Kuzey Güney, çok derinlikli bir hikayeyle karşımızda olamayacağının sinyallerini verse de dizi Kıvanç Tatlıtuğ’un vücudu üzerinden epey prim yapacağa benziyor.
Bu vücut için Kıvanç, günde 2 saat çalıştı. Diyet listesinin dışına hiç çıkmadı. Disipliniyle boks hocasının gözdesi oldu.
ESKİLER ÇOK KULLANILDI
Bu sektörün geçmişte yakışıklı adamlara hiç de iyi davranmadığını hatırlatalım. Belki de yakışıklı adamlar şöhretin büyüsüne kapılıp doğru projelerde yer alamadılar, bilemiyoruz. Örneğin Engin Koç’un ‘İşler eskiden böyle değildi. Biz kuzuyduk, çok kullanıldık’ açıklaması düşündürücü. Şimdi sahiden öyle değil. Bu da sevindirici. Örneğin Kenan İmirzalıoğlu ya da Kıvanç Tatlıtuğ, her zaman doğru projelerde yer alıyorlar. Danışmanlarla çalışıyorlar, profesyonel davranıyorlar. Önüne uzatılan her mikrofona konuşmuyor, ucuz işlerde boy göstermiyorlar.
Organizatör Erkan Özerman’ın ‘Kıvanç tek eşli olamaz, Kıvanç Fransa’dayken asker kaçağıydı’ gibi açıklamaları, Fransa’daki günlerine dair imalı cümleleri olsa da söylentiler karşısında Kıvanç Tatlıtuğ dik bir duruş sergileyerek olayı unutturdu.
Bu yıl yine Kıvanç’ı izleyeceğiz gibi görünüyor. Muhteşem Yüzyıl’ın karşısında epey zorlanacak olsa da genç kızların bir kez daha çığlık çığlığa çarşamba günlerini bekleyeceklerini biliyoruz. O zaman genç kızlara bir hatırlatma… Azra Akın’la ne kadar yarışmayı göze alırlar bilemiyoruz ama Kıvanç Tatlıtuğ, makyajsız, doğal, güzelliğinin farkında ama bağırmayan, ben buradayım diye lamba yakmayan kadınlardan hoşlanıyor… Kolay gele…
KIVANÇ 6 AY DERS ALDI
Kuzey-Güney dizisinde boksörü canlandıran Kıvanç Tatlıtuğ, eğitime altı ay önce başladı. Ona eğitim veren Ara Karanfil, eski bir kick boks şampiyonu. Uzun yıllar Amerika’da yaşadı. Bu süreçte birçok ünlüyle çalıştı. 7 bin boksör yetiştirdi. Hala işadamları ve sanatçılara ders veriyor. Ara Karanfil, Tatlıtuğ’u ilk gördüğünde onun iyi bir boksör olacağını anladı. Çünkü Kıvanç ona, ‘Sen ne dersen yapmaya hazırım’ dedi. Sadece boks eğitmenliğini değil, oyuncunun beslenme programını da hazırladı. Tatlıtuğ, iyi bir öğrenciydi. Disiplinli, yetenekli ve hırslı… Kıvanç, giderek profesyonelleşti. Kendi doğasındaki dövüşçü ruhu ortaya çıkardı. Bu hocasını mutlu etti. Oyuncunun eski bir basketbolcu olmasının elbette avantajları vardı. Ancak dövüş iyi bir vücudun yanı sıra, çekinmeyen, korkmayan, cesur bir yürek gerektiriyordu. Hocası Ara Karanfil’e göre, bu ruh Kıvanç Tatlıtuğ’da vardı.
İşte bu yüzden herkesin beğenisini kazanmaya yetti Kıvanç Tatlıtuğ’un oyunculuğu. Okulda başarısız, evde geçimsiz, aşkta kaybeden mahalle serserisi gömleği oyuncunun üzerine ‘cuk’ oturdu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder